Kekemelik, kişinin konuşma akıcılığının bozulmasıdır. Bu akıcısızlık, konuşma ve ritminde ses ve hece tekrarları, ses uzatma, sesli ya da sessiz bloklarla kendini gösterir. Kekemelik insanın özgüvenini diğer bireylerle etkileşimi hayata bakışını, kendine olan saygısını önemli ölçüde etkileyen bir problemdir. Kekeleme davranışına tikler, dudak ve yüz hareketleri, göz kırpma, baş hareketleri, ayak vurma, yumruk sıkma vb. ikincil davranışlar eşlik edebilmektedir.
Kekemelik genel olarak çocuklarda dil ve konuşma gelişiminin en hızlı ve karmaşık olduğu 2-6 yaşları arasında ortaya çıkar, genelde 3-5 yaş arasında fark edilmeye başlanır. Çocuklarda bu dönemlerde gözlenen bu akıcısızlığa gelişimsel kekemelik denir ve çocukların % 4’ünde görülür. Bu dönemde çocuğun dil gelişiminin çok hızlı olması nedeniyle, çocuğun dilbilgisel gelişimi ile motor üretim kapasitesi aynı değildir. Bu yaş grubundaki çocukların konuşmalarını gözlemlediğimizde aynı sözcükleri ve cümleleri tekrar ettiklerini, nefeslerini söylemek istedikleri cümle uzunluğuyla eşgüdümlü kullanamadıklarını ve uygun olmayan yerlerde duraksamalar yaptıklarını görebiliriz. İlerleyen dönemlerde bu çocukların % 3’ünde akıcısızlığın kendiliğinden geçtiği gözlense de, % 1’inde devam etmektedir.
Kekemeliğin toplumda görülme sıklığı % 3, yaygınlığı ise % 1’dir. Erkeklerde kızlara oranla 4 kat fazla görülmektedir.
Aileler ne zaman dil konuşma uzmanlarına başvurmalıdır?
Çocuk, takılmalarının farkında olmasa bile eğer ebeveyn “Çocuğum kekeliyor mu?” kaygısı taşıyorsa bir uzmana başvurarak görüş alınmalıdır. Çünkü, aile zaman içinde kendi kaygısını ve stresini çocuğa yansıtıp, çocuğun takılmalarını arttırabilir.
Kekeleme davranışı yaklaşık 6 ay devam ederse, ailede kekemelik öyküsü varsa zaman kaybetmeden bir uzman dil ve konuşma terapistine başvurmak gerekmektedir.
Kekemelik terapisi uzman dil ve konuşma terapistleri tarafından yapılır. Terapinin başında uzman, kişinin kekeleme davranışlarını, kekeleme şiddetini, kekeleme davranışıyla ilgili kendisinin ve çevresindekilerin tutumunu kapsamlı olarak değerlendirir ve terapi hedeflerini oluşturur. Günümüzde yaygın olarak kullanılan terapi tekniklerinden biri akıcılığın şekillendirilmesidir. Terapide, ses, hece ve sözcüklerin arasında yumuşak geçişler, hız ve nefes koordinasyonuyla konuşmanın akışı yeniden düzenlenir.
Ebeveynlerin Yaklaşımı Nasıl Olmalıdır?
Kekemeliğin kendiliğinden geçmesini beklemeyin; çünkü gelişimsel kekemelikte erken müdahale kekeleme davranışının kronikleşmesini önleme açısından çok önemlidir.
- Çocuğa konuşması için baskı yapılmamalıdır.
- Konuşma esnasında çocuğun dudakları yerine gözlerine bakılmalıdır.
- Kekemelik gözlendiğinde çocuğun endişesini arttıracak tutumlar sergilenmemelidir.
- Çocuk konuşurken kekelediği sözcük ve cümleler düzeltilmemelidir.
- Çocuğun konuşması tamamlanmamalı ve sabırla dinlenmelidir.
- Yorgun, heyecanlı ve uykulu olduğu zamanlarda çocuk konuşmaya zorlanmamalıdır.
- Aile bireyleri kendi konuşmalarını yavaşlatmalıdır. Böylece çocuk da onları model alabilmektedir.
Kekemelik Terapisinde Uygulanan Yöntemler
Kekemeliğin tek bir terapi tekniği yoktur, herkesin kekemeliği birbirinden farklı olduğundan uygulanacak olan terapinin de kişiye özel olarak belirlenmesi gerekir. Dil konuşma terapisti, kekemeliğin şiddeti ve sıklığı, vakanın yaş düzeyi ve motivasyonuna bağlı olarak uygulayacağı yöntem ve teknikleri belirler ve terapi sürecine başlar. En sık uygulanan yöntemler;
Akıcılığın Şekillendirilmesi (fluency shaping) Tekniği:
Bu terapi tekniğinde kekemelik davranışsal bir problem olarak kabul edilir. Terapi programında, konuşma üretiminde kullanılan fiziksel mekanizmalar tam ve sistematik olarak yeniden öğretilir. Nefes koordinasyonu, yumuşak başlangıç ve sözcükler arasındaki geçişlerin yeniden şekillendirilmesiyle konuşma akıcılığı arttırılır. Terapinin amacı, konuşmayı sadece klinik ortamda akıcı hale getirmek değil, bireyin günlük yaşamda da kekelemeden konuşmasını sağlamaktır. Terapi klinik ortamda gerçekleştirilir ve birey aşama aşama öğrendiklerini günlük yaşamına aktararak, konuşmasındaki takılmaları kontrol altına almayı öğrenir. Terapide akıcılık sorununun sona ermesinden sonra bir takip programı oluşturarak kişinin konuşması belirli aralıklarla kontrol edilir.
Lidcombe Tekniği:
Lidcombe Programı davranışsal ilkelere dayanır. Çocuklar için tasarlanmıştır ve ideal olarak çocuğun 6 yaşından küçük olması beklenir. Kekemeliği tamamen bitirmeyi hedefler. Tedavi, terapistler tarafından yapılmaz. Ebeveyn ya da bakmakla yükümlü kişi tarafından evde uygulanır. Terapistlerin görevi ebeveynlere Lidcombe programını nasıl uygulayacaklarını öğretmektir. Lidcombe yaklaşımı, “kekemeliği olan ve kekemeliği olmayan konuşmalar için sözel, ebeveyne bağlı koşullar” olarak nitelendirilir.
Kekemeliğin olmadığı bir konuşma biçimi için gereken sözel koşullar çocuğu övme, bilgilendirme ya da öz-değerlendirme istemeyi kapsar. Örnek cümleler şöyle olabilir. ‘Çok güzel ve düzgün konuştun’ demek, bilgilendirme yapıp ‘burada kandırmaca sözcük yok’ demek ya da öz-değerlendirme için ‘Bu konuşma düzgün müydü?’ diye sormak ‘Burada bir aksaklık duydum.’ gibi bir cümle de bilgilendirmek amacıyla çocuğa söylenebilir. Sonrasında kendisini düzeltmesi istenir. Kekelenen sözcük düzgün bir şekilde söylenmelidir. Ebeveynlerin dikkat etmesi gereken en önemli kural her bir kekelenen konuşma sonrası yapılan 1 yoruma karşı akıcı konuşmada 5 yorum yapılmalıdır. Terapi seansları, çocukların kekelemeden konuşmasını maksimize edecek şekilde tasarlanmıştır.